tag:blogger.com,1999:blog-45497727416928416362024-03-13T23:50:25.584+03:00Nilden YansımalarNilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.comBlogger9125tag:blogger.com,1999:blog-4549772741692841636.post-49941312744022390882010-08-22T22:01:00.003+03:002010-08-22T22:11:00.560+03:00Küçük bir gülümsemeyle başladı her şey!Küçük bir gülümsemeyle başladı her şey. Gerçi tam olarak gülümsedi mi pek emin değilim. O kadar güzel görünüyordu ki o güneşin altında. Rüzgardan dağılan saçlarını düzeltiyordu -sabah evden çıkarken zar zor toparlamıştı belki- bozulmalarına sinirlenerek. Ama güneş öyle bir etki yaratıyordu ki gözlerinde. Işıl ışıl bakıyordu bana. Birazdan yaramazlık yapacak bir çocuk gibi sanki. Rüzgara Nilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4549772741692841636.post-12573246456987675262010-07-25T15:21:00.000+03:002010-07-25T15:22:36.208+03:00İHTİYACIM VAR!<!--[if gte mso 9]> Normal 0 false false false EN-US X-NONE X-NONE MicrosoftInternetExplorer4 <![endif]--><!--[if gte mso 9]>Nilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4549772741692841636.post-82121197319584751112010-04-26T17:33:00.001+03:002010-04-27T10:57:03.948+03:00BEMBEYAZÖnümdeki ayak izlerinin üzerine basarak ilerledim karda. Yüzüme her değdiğinde canımı yakan kar tanelerine direnerek kaldırdım başımı. Bembeyaz… Bembeyaz bir tipi… Ne kadar yürümüştük, daha ne kadar yürüyecektik hiçbir fikrim yoktu. Önümden yürüdüğünü, bıraktığı ayak izlerinden biliyordum ama onu görmem mümkün değildi. Bembeyaz bir yalnızlık… Bağırmak istedim bir an. Onun önümde, hemen önümde Nilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-4549772741692841636.post-41198574761920052232010-03-23T15:19:00.000+02:002010-03-23T15:20:02.956+02:00BİR ÇİFT ESKİ AYAKKABIGünün yorgunluğunu sırt çantama yüklemiş eve doğru yürüyordum. Kulaklığımdan sevdiğim melodiler akıyordu içime. Çantanın ağırlığını bile unutup zıplamaya başlayacaktım nerdeyse. Sevdiğim çiçekçinin önünden geçecektim birazdan. Salonumda hayal ettiğim, özenle hazırlanmış şık saksılara bakacaktım. Sanki uzun zamandır görmediğim, özlediğim birini görecekmişim gibi heyecanlandım çiçekçiye yaklaştıkçaNilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4549772741692841636.post-1934178656403347172010-03-09T21:51:00.000+02:002010-03-09T21:53:20.668+02:00ÇOCUK GÖZLEROdanın kapısından baktım önce sessiz olmaya çalışarak. Uyuyorsa uyandırmak istemiyordum. Yatağında uzanmıştı. Saçlarını yeni kestirmişler. Yüzü toparlanmış. İyi olmuş. Oyuncaklarını kucağına doldurmuş. Eline aldı bir tanesini, sevgiyle okşayıp yatağının yanındaki torbaya koydu. Beni fark etti sonra. Çocuk gözleriyle baktı. Gülümsedi. Yorgundu yüzü. Hayli zayıflamıştı son gördüğümden beri. Ama Nilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4549772741692841636.post-57704737128817599102010-03-03T23:15:00.002+02:002010-03-03T23:26:03.849+02:00Ben İstemeden Asla!Birden bire çıktı karşıma. Hiç beklemediğim bir anda. Uzun zaman inanmıştım. Sonraları kaybetmiştim umudumu. Hiç aklıma gelmiyormuş gibi yapıyordum ki zamanla gerçekten aklıma gelmeyeceğine inanıyordum. İlk zamanlar zor geldi tabi. Sonraları gerçekten kolaylaştı. Tamamen unutmamıştım, ama içimdeki boşluğuyla yaşamayı öğrenmiştim. Yerine bir şey koymayı hiç istemedim. Artık onsuz olmam gerektiğiniNilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4549772741692841636.post-61337035562666045302010-03-02T10:47:00.000+02:002010-03-02T10:48:00.998+02:00Ağlayamamak!Bugünlerde kolayca ağlayabildiğimi fark ettim. Yok, yok! Öyle hastalık falan değil... Okuduğum bir hikâyeye, seyrettiğim bir habere, gördüğüm bir kuşa, kokladığım bir çiçeğe ağlamaya başladım... Ben... Utanmadan! Doluveriyor gözlerim aniden... Koyuverip kendimi saatlerce ağlamak istiyorum... Bir kaç damla sonra susturuyor içimden bir ses gözyaşlarımı... Yine de ağlayabilmiş olmanın mutluluğuyla, Nilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4549772741692841636.post-23868537840857501522010-02-25T11:17:00.003+02:002010-02-26T16:21:20.699+02:00Ben Tembel Değilim!Bugün kendimle ilgili bir şey anlamama sebep oldu bir arkadaşım. Anlatmışım ona zamanında. “Spor yaparken sıkılıyorum. Hatta lisede koştururdu bizi hoca. Çabuk bitsin bu işkence diye de hızlı koşardım. Meğerse hızlı koşan birini arıyormuş zaten, beni takıma aldı iyi mi?”Ne garip değil mi? Bu lafımı söyledi bana arkadaşım bugün. Aradan saatler geçti. Çalışma masamın başında yazarken birden aklıma Nilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4549772741692841636.post-3173760121563409762010-02-23T17:16:00.000+02:002010-02-23T17:17:19.890+02:00LİSTELERİMDefterlerle ilgili bir yazısını okudum geçenlerde Yekta Kopan’ın. Aslında defterlerle olan ilişkisini desem daha doğru olacak. Yazıyı okuduktan sonra benim nelerle benzer ilişkilerim var diye düşündüm...Komik ama yazamamakla çok sıkı bir ilişkim var mesela... Yapmak istediklerimin listeleriyle... Gidemediklerimle... Göremediklerimle... Anlayacağınız benim elimin altındakilerle ya da bir şekilde Nilden Süerhttp://www.blogger.com/profile/14425800528580366810noreply@blogger.com1